7 Haziran 2012 Perşembe

oooo englaaaand

yeminle bu ingiltere beni manyak yaptı. ülke hakkındaki fikirlerim devamlı git-gel halinde. bi çok seviyorum, bi bakıyorum "allam nefret ediyorum bu insanlardan" diyorum. bugün de aynı öyle oldu. anneye bal ablaya çay almak için şehre indim. otobüste chav dediğimiz white trash takımından birbirlerine oiii oiiii diye bağırıp insanları itekleyen ergenleri gördüm öfledim. chav'ları valla seviyorum aslında. kavga çıkarmadıkları ve insanları iteklemedikleri sürece, ki bu ikisini fazlaca yapıyorlar.

sonra markete gittim her şeyin öküz gibi pahalı olmasına küfrederken "hah" dedim, "bugün nefret günü bari tadını çıkarayım" tralala fak yu inglınt diye gezinirken kasada bi amca laf attı, kasadan çıkıp durup bi de 20 dakika sohbet ettik iyi mi. benim okulun ilk açıldığı zamanlarda sosyoloji okumuş, anlattı okulun neye benzediğini o zamanlarda. "ohhh 60s, those were the days" diye bitirdi konuşmasını, bi de komikti üstüne, biraz da politically incorrect, esprilerine bozulmayıp bi de güldüm diye de çok sevindi. sonra "hadi git okuluna sen artık" diye yolladı beni. eheheh diye gittim ben de. "yeaaaa valla ne güzel yer burası aslında" dedim bütün dönüş yolu boyunca, ilk geldiğimde yaptığım gibi "bu ev benimmiş" filan yaptım. eve geldim bizimkileri mutfakta gördüm, aile sıcaklığı gibi. oturduk saatlerce.

sonra kapı çaldı, bi oğlan elinde de bira belli de az sarhoş. "fotoğraf makinası olan var mı burda, grup fotoğrafı çekmeye çalışıyoruz ama telefonda çok kötü oluyor" dedi. ben de atladım "a benim var, çekerim ben sizi sonra da mail atarım size" diye. çünkü gerizekalıyım. çıktım, hakkaten bi 10-15 tip ama küçükler, belli lisans öğrrencisi hepsi, bu hafta son haftaları. duruyolar, makinayı açtım o anda pili bitti zırt diye. "ay şimdi pili bitti, bi 10 dakika takılın burda ben şarj edip hemen geleyim" dedim bi de gülerek. OHA ağzıma sıçmadıkları kaldı. "dead battery my ass", "fuck this maaaaan", "no way, laaaaame", "dude, you suck" . KÜÇÜK PİÇ KURULARI. nası tepem attıysa ağzıma geleni söyledim tirad halinde, şimdi yazmayacağım. olmayan saygınlığımı korumak istiyorum bu blogda. dude'muş. elin 18 yaşında sümüklü bok torbaları. çok sinirlendim.

yea şimdi diceksiniz böylesi de öylesi de her yerde var dünyada ne şimdi atar gider yapıyosun, ülkenin kendisine neden faturayı çıkarıyosun. benim zekam da bi yere kadar çalışabiliyor çünkü, anlayın. beynim sadece "iyi" "kötü" "komik" "bok gibi" filan gibi şeyleri kodlamış bi kere, genişletemiyorum skalayı. 


bi de son bir iki haftadır şu diamond jubilee bokunu çekiyoruz. götümün kraliçesinin tahtta olmasının 60. yılı. içim dışım şu üstteki çirkin suratlar oldu haftalardır. neyse bugün etrafta hiç suratı ingiliz bayrağı boyalı sarhoş çıplak kız görmedim, sanırım bitti tantana. yihu.

2 yorum:

  1. gidip bi elini öpeydin kadının, biz buruştuk nerdeyse; o hala tahtta... vay anasını sayın seyirciler.

    YanıtlaSil
  2. bitti bitti, dün teşekkür konuşması yaptı televizyonda. ingilizlerin de tutunacak bi şeye ihtiyaçları var, şaaşalı zamanları hatırlayıp avunmak, ekonomisi boka batan her milletin azıcık hakkı.
    ingiliz ergenlerden ise korkuyorum ben, beni geriyorlar ahahhahah!

    YanıtlaSil