23 Nisan 2012 Pazartesi

aint nobody got time for that

mastır'ın tez kısmına gelindi. geçen cuma ilk tez semineri vardı. 147 departman mastır öğrencisini bi salona doldurup 3 saat ağzımıza sıçtılar. "zaten şimdi aranızda tezi bitiremeyen ya da bitirse bile kalan olucak baya"yla başlayan bir 3 saatin 2 saatinin sonunda kendimi tuvalette derin derin nefes alırken buldum. çıktığımda sara önümde yürüyodu "beni bekle beni bekle" diye ayı gibi bağırmamdan sonra dönüp bana baktı sen sapsarı olmuşsun noluyo diye beni bi kenara oturttu. sonra bi şekilde o son 1 saate daha katlandım ama bu hafta yine olucak o seminer o kadar canımı sıkıyor ki. gerçekten bu okuldaki en stresli bi kaç saati geçirdim, neden olduğunu da tam anlamadım. allah belanı virsin okul.

 neyse daha normel şeylere geçeyim. sara şehirde bi kızın evinin boş odasına taşındı 1 aylığına. kız king's college'dan doktoralı filan ama araştırma görevlisiyken bi kaç hafta önce işten atılmış. kronik depresif filanmış anladığım kadarıyla, duyunca üzüldüm önce. patronum bana çok kötü davrandı diye ağlıyormuş devamlı. samimi olarak üzüldüm yazık ya diye. oha banane bi daha üzülürsem nolayım, kız manyakmış meğerse. dün sara'nın evine gittik star wars izleyelim diye. hem ms. deprezyon çok seviyormuş hem de sara hiç izlememiş, hem yemek yer hem kıza arkadaş oluruz diye düşündük. bize ne halbuki. gittik önce 3 kişilik yemek yapmaya başladık, tepemize dikildi baktı gitti geldi yine gitti filan derken kız en sonunda "bu yemeğin içinde ne var, benim alerjilerim var" dedi. ben de gayet gülerek "yemekte çok şey var, senin neye alerjin var" dedim. tersledi siktirdi gitti. şimdi ayrıntılara daha çok girmeyeceğim ama bütün gecesi oflayıp puflayıp bizi tersleyerek geçirdi. o bok suratında bir gıdım insanlık yoktu allahın belası, ne nefret ettim kızdan. sara'yla star wars izlemek acayip bi deneyim oldu. zira kendisi tabi garibim 3. filmden izlemeye başladığı için milyonlarca soru sordu. yalnız normal insanlar gibi sorsa anlıycam, komando gibi sorduğu için durum hayli komikti.

-şimdi bunlar asker mi? (jedi'ları soruyor)
+yani jedi bunlar sara.
-jedi ama asker yani sonuçta.
+şövalye gibi düşün.
-o da asker
+evet asker gibi o zaman.
-anladım. peki bunların üstü kim?
+işte master jedi'lar var, anakin'in üstü onlar mesela.
-onlar da çavuş filan gibi mi oluyor?
+master oluyolar, bilmem ki (ağlamaklı)
-öyle iki tane rütbeli askerlik mi olur?
+yani aslında din gibi düşün, tapınakları filan var. biraz da ruhani bişey jedi'lık.
-bana hiç öyle gelmedi.

 2 saat ara ara bu tip diyaloglar yaşandı. sinirlerim bozuldu gülmekten. meymenetsiz kız bütün bunlar olurken devamlı gözlerini devirip ofladı. baş edilecek dert değil. kaçtım zaten ben de.

bi de bu videoya sardık. neden bilmiyorum ama her izlediğimde gözümden yaş gelene kadar gülüyorum. kadının hikayeyi 40 saniyede pop soda'dan başlayarak barbeküyle bağlayıp cizıs'la bitirmesi beni çok etkiliyor. şimdi kütüphanede yangın alarmı çalsa da "OH LORD JESUS IT'S A FIRE" diye sakince bağırsak diye bekliyoruz.

 

2 yorum:

  1. empatiyi atlayarak kendimden bahsetmek istiyorum.

    bir vakit, gazetede trafik kazası geçirmiş, sedyede bir kız fotoğrafı görmüştüm. Çok üzülmüş ve dua etmiştim kurtulsun diye.
    Seneler sonra o kızla aynı yerde çalışmaya başlamışım.
    O kızın içinde kaza geçirdiği kırmızı ferrari bizim müteahhite ait olup, adam evliymiş, bunlar da kaçamak yapıyorlarmış. Sonra o kızın adı başka bir evli adamla falan çıktı.
    Bunların ötesinde, anlaşamadık bir türlü. Hiç yanaşmadım bile. Benim anlaşamama idrakımdan sonra kazasını öğrendim. Yani bir önyargım olmadı.

    Sonra da, herkesi sevip, bağrıma basma işine son verdim. Her koyun kendi bacağından asılıyor hemşire.

    YanıtlaSil
  2. doğru. ben de bıraktım yazık ya demeyi. öyle empati hak eden çok insan yok dünyada. iyi davranıp gülümsedikçe daha çok ağzında sıçıyolar sonra da "kimse beni anlamıyor". ay hadi ordan ya. kıza çok üzüldüm başta çünkü ben de öyle "ühü bütün dünya bana karşı" hallerine giriyorum arada, bi de tabi kovulmak falan çok acıklı. ama öyle hallere girsen bile etrafındakilerle itişmezsin, sonra öyle çük gibi kalır oturursun evde kendini öldürmek isteyerek. umurunda da olmaz kimsenin.

    YanıtlaSil