2 Şubat 2012 Perşembe

ted med

evde oturduğumda ve feysbuk'ta stalk edicek insan kalmadığında, arada TED konuşmalarını izliyorum. bi de tabi yazmam gereken ödev filan varsa bu konuşmalar daha da cazip geliyor. bizim okulda da TED konuşmaları düzenleyeceklermiş hatta görünce çok sevindim hemen kaydolayım diye sayfalarına baktım ancak motivasyon yazısı gibi bişey istediklerini farkettiğimde kaçarak uzaklaştım. öeh. ota boka motivasyon zırıltısı yazmaktan içim şişti zaten gencecik yaşımda bi de bi konuşma izleyeceğim alt tarafı oturup diye TED'e ne katabilirim diye yazamayacağım. fak of.

neyse gezinirken shawn achor diye bi adamın konuşmasına denk geldim. niye mutsuz oluyoruz, niye mutlu olmayalım ki filan temalı bi konuşma. bilhassa sonlara doğru fazla hızlı ama diyor ki kısaca başarılı olmak mutlu olmak demektir diye düşündüğümüzden mutsuz oluyoruz. o yüzden harvard öğrencileri ne kadar prestijli bi yerde okuduklarını bildikleri halde mutsuz, çünkü bir durumun içine girdiğin anda o durumla cebelleşiyorsun (dersler, sınavlar, yarış) ve aslolanı görmüyorsun. yani ben biraz öyle anladım. ve diyor ki, beyninizi mutlu olmaya eğitebilirsiniz.


bi kaç şey yapmayı öneriyor. sadece 21 gün süreyle her gün yapılırsa beyni en az bi 6-7 aylığına pozitif düşünmeye eğitiyormuşsun, makalelerinden de anladığım kadarıyla.

-her gün bi kağıda minnettar olduğun 3 şeyi yaz
-sosyal çevrende bulunan birine pozitif bir email at.
-her gün 2 dakikalığına meditasyon yapıp hiçbir şey düşünme
-son 24 saatte başına gelen güzel bir şeyi kağıda yaz (yazınca beynin bunu tekrar yaşıyor ve tekrar mutlu oluyormuş)

çok sikko duruyo di mi? bilimsel olarak güyya kanıtlanmış, insanlar pozitif olup daha verimli oluyor üstelik daha çok şey başarıyorlarmış. filan falan. böyle şeyler bana hiç inandırıcı gelmiyor ama denemeye karar verdim. (çünkü yazmam gereken essay'ler var)

sonra kağıda yazayım dedim son 24 saat içinde olan müthiş olayı. dün gece saat 3 sularında tam yatağa gitmeden penceremin önünden tilki geçti. HATTA geçmekle kalmadı geçerken dönüp bana baktı ve gözleri parladı karanlıkta. evet bu oldu. bi süredir hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. saylanır mı bilemiyorum. durum biraz acıklı, çünkü pek bir hayatım yok.
gidip mail atçak birini bulayım. (peki buna ablam saylanır mı? 21 mail atınca kızabilir gerçi.)

3 yorum:

  1. 21, bir davranışın alışkanlık haline dönmesi için gereken süre. O süreç içinde beyin nöron mu yaratıyormuş, bişimiş.

    Beynin programlanabileceğine inanıyorum ben. Bana da atabilirsin mail. Ben çok güzel cevap yazarım. Hehe.

    Hatta bir dilek şeysi var bu Uzakdoğu'da; 49 gün boyunca istediğin şeyi yazıyorsun kağıtlara. 49 gün sonra gerçekleşiyormuş. Bir de sipürütüel kısmı var bunun tabi, yeni ay ile başlanıyor 49 güne. 21 Şubat en erken yeni ay. 11 Nisan'da yazarım buraya :D

    "40 kere söylersen olur" kafası.

    YanıtlaSil
  2. sen at bana da mail; ben sana kedilerden, obi'lerden, yoda'lardan, sıcak çikolatadan filan bahsedeyim :) sıcak çikolata bütün mutluluk hormonlarına halay çektirir.

    YanıtlaSil