28 Mart 2011 Pazartesi

yıldızsız siktir git d&r

hava ankara'da yavaş yavaş normalleşmeye başladı. ısınıyor falan ara ara. neyse geçen gün ablamla beraber tunalı'daki d&r'a gittik. kitap, film, dergi bakmaya gidilebilinecek tek yer tunalı'da. dolayısıyla bütün tunalı turlarımız genelde orda sonlanıyor eve gitmeden önce.

neyse işte bir tunalı turunu daha d&r'da sonlandıralım dedik. kitaplara bakmaya "en çok satanlar" kısmıyla başlanması üzerine tasarlanmış mağazada otomatik olarak o kısma doğru gittik. ablam kendini dekorasyon dergilerine kaptırdığı için son günlerde, kendisi o kısımdaydı. ben mal mal en çok neler satıyor diye bakarken iki adam yanımda durdular, birisi bıkbıkbıkbık bişeylerden şikayet ediyordu. hiç utanmam dinlerim hemen böyle durumlarda. adam en çok satanlar rafındaki 5. sırada olan john parkin diye bi adamın "s*ktir et" kitabına çemkiriyordu. "nasıl basmışlar böyle bir kitabı?", "ne demek bu şimdi?" (mınının amı demek), "zaten kitabı yazan yabancıymış, kitabın adı bu degildir" (ahah), "bi de utanmadan yıldız koymuşlar?" ve en güzeli "ya bi de utanmadan çok satan olmuş kitap!" (hiç utanmadan fiti fiti çok satanlar rafına yürümüş bir gece). bütün bunları söyleyen adamı baştan ayağı süzdüm durup. beyaz spor ayakkabı, kel kafa, gözlük, sümük gibi bi ceket üstünde. yani yemin ediyorum buzluğunda cenin var gibi bi tip. buzluğunda cenin yoksa da bilgisayarında scat porn olduğuna falan eminim. şimdi kalkıp da "kitaplar toplatılıyor, insanlar cezaevlerinde, sen neye takmışsın" diyen olabilir (olmaz amk, 4 kişi okuyo bloğu). varsa da o kel adamla hepsini aynı kefeye koyuyorum.

kel adamdan tiksinip, bi raf arkaya gittim mağazada. çok satanların bir raf arkası da ajandaların satıldığı bölüm. metis'in 2011 ajandası bir anda yokolmuş. duymuştum ama cidden yöh artık öyle de değildir demiştim ama öyleymiş. d&r gerçekten metis 2011 ajandalarını mağazalarından toplatmış. metis ajandaları ablam sayesinde öğrenmiştim, bu sene de bana bir tanesini hediye etti. 2011 teması "ırkçılığa, ayrımcılığa ve nefret suçlarına karşı". metis'inkiler sadece ajanda değil, içinde bir ton bilgi var, espri var, çizim var, cidden çok başarılılar. bu sene şikayet etmiş birileri, baya da sistematik yapmışlar bu şikayet işlerini ve sonunda mağaza "şikayetleri haklı bularak" toplatmış, satmıyor. niye derseniz de aşağıdaki resme bakın. 10 kasım günü ajanda sayfasının altına gelmiş, o gün için ayrılmış bölümde de bir çocuk çizimi var, "zulüm" kelimesinin üstüne işiyor. aman efendim nasıl 10 kasım'a işermiş çocuk? ya yemin ediyorum hepimiz ceninli kel adamsınız! ulan bi durup baksanıza ajandaya, o çocuk çizimi her sayfanın alt köşesinde var; ırkçılık, homofobi, şiddet falan gibi kelimelerin üzerine işiyor. her sayfada!



tabii okumak gibi bi alışkanlıkları olmadığı için bu tip kel adamların, durup bakmamışlardır ajandanın yazılı olan kısımlarında neler basmış metisçiler diye. 10 kasım sayfasında çocuk "zulüm"e işediği için pkk ajandası oluvermiş. ama biraz baksalar aslında soykırım kelimesinin tanımını verdikleri sayfada ermeni soykırımı'nı da örnek olarak vermişler holokost'un yanında. ehehe bu da size kapak olsun.

bütün bu ajanda asabiyetinin üstüne bi de yeni çıkanlar rafında pırıl pırıl duran bir "homoseksüelliği önleme rehberi" gördük. "bir psikoseksüel rahatsızlık olan homoseksüelliği anne-babalar nasıl engeller"i anlatıyormuş. yüce amon ra, sen bizi koru.

d&r, kafan çok güzel güle güle kullan demeyeceğim, direk götüne sok o kafayı sen. zira biz bıktık artık bütün bunlardan.

2 yorum: